Taberânî

Hazreti Hoca Ubeydullah Ahrar kuddise sırruhu

Mektubat-ı Rabbani’den 1. cilt, 65. mektubtan:

<<Hazreti Hoca Ubeydullah Ahrar kuddise sırruhu der ki, ‘Şayet şeyhlik ve irşad makamında olsaydım, asla alemdeki şeyhlerden hiç birisi mürid bulamazdı. Lakin gayb aleminden başka bir işle emrolundum.”

Bu, şeriatı rağbetlendirmek, dini kuvvetlendirmektir. Bu sebeble sultanlarla sohbeti seçmiş ve onları tasarrufu ile kendine boyun eğdirmiş, onlar vasıtasıyla şeriatı rağbetlendirmiştir.>>

Deriz ki: Bu yüce Nakşi yolunun bazılarının kontrolünde olduğunu, onların düzenlerine alet olduğunu zırvalayan yeni yetme müçtehid bozuntuları, sahte şeyhleri ve tarikatları bahane ederek islamı en güzel şekilde yaşayan şu büyüklere dil uzatmaktadır. Bunlar hangi Allah dostlarına dil uzattıklarının farkında olamyacak kadar cahil olan zavallılardır. Onlara cevap vermeye de gerek yok ama asıl bizim derdimiz, saf kardeşlerimizi kandırıp itikadlarını bozmalarına mani olmak, ehli sünnet cemaatini muhafaza etmektir.

Dikkat ederseniz mensubu olduğumuz Nakşi yolunun şeyhleri ve tekkeleri, daime gösterişten ve şafşatadan uzaktır, sade bir şekilde sünneti seniyyeyi ihya ederler, fazla kalabalıklara itibar etmezler. Büyük büyük binalar yapmaz ve çok toplulukları biraraya getirmek istemezler. Zira az ve öz olmasına dikkat gösterirler. Kimsenin koltuğunda ve makamında, fabrikası ve parasında, elindeki nimetlerde asla gözleri yoktur. Dünyaya metelik vermezler, bütün masivayı gönül sahasından silip atarak sadece baki Olan Mevla’ya yönelirler.

Şeyh diye bilinen nakısların derdi keramet, el öptürmek, adam etraf çoğalmak iken, bizim büyüklerimnizin derdi sadece Efendimiz s.a.v in getirdiği dinin bütün cihana hakim olup ışık tutması, herkesi kurtaracak bir halde kuşatması, dünya ve ahıret saadetine nail olmasıdır.

Dertleri sünneti ihya ve islamı revaçlandırmak olan bu büyüklere dil uzatan zalimler, attıkları iftiralarında boğulacaktır, ama uşaklık ettikleri siyonist güçlere de asla yaranamayacaklardır. İngiliz devleti, dominyon bakanlığı adı altında kurduğu bir müessese ile islam aleminin her tarafına sahte alimler ve şeyhleri yerleştirmiş, islamı değişik yorumlamakla insanların kafasını karıştırmıştır. Ama Nakşi yoluna bir türlü diş geçiremediklerinden, rabıtayı inkara kalkışmışlar ve müslümanlar ile Allah dostlarının bağlantısını kesmeye kalkışmışlardır.

Kafkaslarda uzun seneler Ruslara karşı cihad eden şeyh şamil k.s., Halid-i Bağdadi k.s. nun müridi idi. Manevi tasarrufla askerlerini yetiştirmiş ve Ruslara kök söktürmüştü. Nezaman hatmi haceyi terk etmişler, o zaman Ruslara yenilmişlerdir. Bu hususta şeyhi onu ikaz etmiş, niçin hatmi haceyi terk ettiniz deniştir.  İslamın bütün asırlarda galibiyyeti, Allahın yardımının gelmesi hep Allah dostlarının duaları bereketiyle hasıl olmuş, melekler ve gayb adamlarının zuhuruyla islam orduları galib olmuşlardır. Şimdi bu galibiyyet ve yardım nerde? Çünkü müslümanlar rabıtayı ve tevessülü inkara kalkıştılar, Allahu teala da yardımını indirmiyor. Mesele budur, eğer tekrar dönersek, Allahu teala da yardımıyla bizlere döner ve aziz eder. Değilse sürünmeye mahkumuz…İşte islam alemindeki olaylar ve hareketler! Neticeye varan, galib olup islamı tatbik eden varmı? Sadece şucu-bucu laflarıyla birbirimizi yemeye yok etmeye çalışıyoruz. Düşman da bunu istiyor. Allahu teala tez zamanda doatlarının safında birleştirsin ve galib eylesin. Sitemizde Efendi Hazretlerinin k.s. duasını okuyalım ve hangi şeyleri taleb ettiğini görüp biz de öyle olmaya çalışalım. Bu Allah dostlarını iyi tanımak için onlara yakın olmak, sözlerini dinlemek, hallerini anlamak lazım.

Single Post Navigation

Yorum bırakın